Zeytinyağı Hakkında 10 Büyüleyici Gerçek
22-10-2020
12:25
Ege bölgesinde seyahat ederken ilk gözünüze çarpan şeylerden biri ister havalimanına inin ister bir yolculuğa çıkın, kırsal alana yayılmış zeytinliklerdir. Zeytin ağacı Akdeniz havzasına özgü olduğu için bu şaşırtıcı değildir. Zeytin ağacı zor iklimlere, özellikle sıcak olan iklimlere çok iyi dayanabilen çok dayanıklı bir ağaçtır. Akdeniz'de zeytin ağaçları MÖ 8. Bin Yılından beri yetiştirilmektedir. Akdeniz, Ege ve komşu yerleşimlerde zeytinyağı üretiminin MÖ 4000'li yıllardan itibaren başladığını kanıtlayan arkeolojik kanıtlar vardır. Ve yaygın olarak, zeytinyağı üretimini modern topraklara ulaştıran kişilerinse eskinin yüksek medeniyeti kabul edilen Romalılar olduğuna inanılıyor.
Zeytinyağının son derece yararlı ve sağlıklı, lezzetli ve çevre dostu olduğu evrensel olarak kabul edilmiş gerçeğine rağmen, zeytinyağı hakkında bilmediğiniz bazı büyüleyici gerçekleri vurgulamak istiyoruz.
Zeytinyağı ile ilgili 10 gerçek:
İlk ve en göze çarpan büyüleyici gerçek, zeytin ağacının 2.000 yıla kadar yaşayabileceğidir. Ve genel olarak zeytin ağaçlarının ortalama ömrü 300-600 yıl arasındadır! Zeytinler çok yavaş büyür ve uzun yıllar boyunca gövdesi hatırı sayılır bir çapa ulaşabilir. Zeytinin kök sistemi sağlamdır ve yer üstü yapısı tahrip olsa bile ağacı yenileyebilir. Zeytin ağacı ne kadar yaşlıysa gövde o kadar geniş ve kıvrımlı hale gelir. Ege ve Akdeniz çevresindeki korulardaki birçok zeytin ağacının yüzlerce yaşında olduğu söyleniyor ve bazı ağaçların 2,000 yıllık olduğu iddia ediliyor. Bazı bölgelerde bu gerçek bilimsel olarak doğrulanmıştır.
Günümüzde dünyadaki zeytinyağının neredeyse% 95'i Akdeniz bölgesinde üretilmektedir. Akdeniz’deki iklim, bu bölgedeki ülkeleri zeytin ağaçlarının büyümesi için mükemmel bir yer haline getirir. Türkiye ise global olarak zeytin üretiminde yaklaşık %15,2 ile söz sahibi bir ülkedir. Ulusal Zeytin ve Zeytinyağı Konseyi verilerinden derlenen bilgilere göre Türkiye'de 2019-2020 hasat döneminde üretim yaklaşık 1,5 milyon ton olacaktır. Bu zeytin üretiminin yaklaşık 414 bin tonu yemeklik zeytin, 1.2 milyon tonu ise zeytinyağı olarak değerlendirilecektir. Türkiye’deki en büyük zeytinyağı üreticileri arasında iki yöre ise Edremit ve İzmir yöreleri bulunmaktadır.
Şaşırtıcı bir şekilde dünyanın en büyük zeytinyağı üreticisi İspanya olsa da dünyadaki en büyük ikinci zeytinyağı tüketicisidir. Yunanlılar başka herhangi bir ülkeden daha fazla zeytinyağı tüketir. Kişi başına yılda yaklaşık 20 litre! Yüksek tüketen diğer ülkeler arasında kişi başına yaklaşık 13 litre tüketim ile İspanya, yaklaşık 12 litre ile Türkiye ve tüketimin kişi başına yaklaşık 11 litre olduğu İtalya yer alır.
Teknik olarak zeytinyağı bir meyve suyudur! Diğer meyveler portakallar, limonlar vs. gibi ezilir. Zeytinler meyvedir ve zeytinyağı o meyvenin suyudur. Tüm meyve suları gibi taze sıkılıp üretimden hemen sonra içildiği zamandan daha iyisi olamaz. Aynısı zeytinyağı için de geçerlidir.
Hasat genellikle zeytinlerin aynı zamanda kaliteyi ve düşük asitlik seviyelerini korumak için en iyi durumda oldukları zaman yapılır. Erken Hasat adı verilen hasat, Ekim ortasında başlar Ekim sonuna kadar devam eder. Erken hasat edilen zeytinler, yüksek seviyede klorofil içeren dörtte üçü olgunlaşmış olarak toplanır. Bu zeytinler antioksidan ve polifenol bakımından son derece yüksektir. Daha sonra Kasım ayı sonlarında ve Aralık ayında ana hasat başlar. Çok olgun zeytinler daha çok yağ üretir ancak daha az kalitelidir. Bu nedenle daha fazlası, daha iyiyle eşanlamlı değildir.
Zeytinler geleneksel olarak elle toplanır. Ancak bugün hasat, zeytinlerin alttaki ağlara düşmesine neden olan gövdeye titreşim veren veya ağaç dallarını sallayan çeşitli mekanik çalkalayıcılar tarafından gerçekleştiriliyor. Bu ağlar ağaç gövdesinin etrafına sarılıyor ve açıldığında işçilerin meyveyi topladığı şemsiye benzeri bir yakalayıcı oluşturuyor.
Bir zeytin ağacı, yüzlerce yıl her yıl şaşmaz bir şekilde yaklaşık 4 litre yağ çıkarılabilen 30 kilo meyve üretebilir. Çeşitlilik ve olgunlaşma, zeytinyağının kalitesini ve tadını etkileyen en önemli faktörlerden ikisidir.
Sızma zeytinyağı, yağı çıkarmak için hiçbir kimyasal kullanılmadan, zeytinlerin ilk preslenmesinden elde edilir. "Soğuk Sıkım” terimi, yağın işlenmesi sırasında 27° C'nin üzerinde ısıtılmadığı ve tüm besin ve vitaminleri muhafaza ettiği anlamına gelir. Genel bir kural olarak, hasattan işlemeye kadar en yüksek kaliteli yağların elde edilmesine kadar geçen süre kısadır. Ve ideal olarak bu sürenin 24 saatten az olması gerekir. Bu durum zeytinyağının harika, taze ve saf bir tada sahip olmasını garanti eder.
Tarihsel olarak zeytinyağı sadece yemek için değil, cilt bakımı ve ilaç için de kullanılıyordu. Kan basıncını düşürmek için kullanılan oleik asit bakımından zeytinyağının son derece yüksek olduğu kanıtlanmıştır. Zeytinyağında hücrelerinizi hasardan korumaya yardımcı olan bir tür antioksidan olan polifenollerde yüksektir. Zeytinyağının kansere karşı bile koruyucu bir etkisi olduğuna inanılıyor.
Zeytinyağı, Akdeniz mutfağının ayrılmaz bir parçasıdır ve ünlü Akdeniz Diyetinin birincil yağ kaynağıdır. Ve oldukça şaşırtıcıdır, ancak çeşitli tıbbi araştırmalar, sık veya günlük kaliteli zeytinyağı tüketiminin, kötü kolesterol (LDL) seviyesinin azalmasına ve iyi kolesterolün (HDL) artmasına yol açtığını kanıtlamıştır.
Organik yaşamın mutfağı Akdeniz mutfağı bir şişe zeytinyağı olmadan kesinlikle eksik kalırdı. OrganikSitem’in İzmir Kemalpaşa çiftliklerinde yetişen tarihi zeytin ağaçlarından elde edilen zeytinlerden sıkılan Oliva Dorada zeytinyağlarımızı denememiş iseniz buda büyük bir eksiklik olacak. Erken hasat soğuk sıkım zeytinyağı Oliva Dorada uzun yıllar sofralarınızın baş köşesini almak için sizin denemenizi bekliyor. Sofraların altın suyu sayılan zeytinyağını ve onun muhteşem bir örneği İzmir’in kalbinden gelen özel Oliva Dorada zeytinyağımızı sitemizde tanıtmaya devam edeceğiz.