GDO'suz ve Organik Mısır Neden Önemlidir?
Peki GDO denince akla en çok neden mısır düşüyor?
Bunun gibi GDO soruları kafanızda cevapsız kaldıysa, sizi yazının devamına doğru alalım.
Teknolojinin lütuf ya da lanete dönüşebileceği yıllardan geçiyoruz; çıkan her gelişme insanlık adına büyük bir adım olsa da dünya için büyük resmi henüz görmemize yetmiyor.
Keza gıdaya dayalı sektörler bilim ve teknolojiyle hızla büyüseler dahi, hangi gelişmelerin insanoğluna, daha da doğrusu doğaya sürdürülebilir bir etki bırakacağını bilmiyoruz.
GDO’dan kısaca bahsetmek gerekirse, açılımından anlaşıldığı gibi bir organizmanın genetik olarak modifiye edilmesinden meydana geliyor. Tabii bu değişimler doğal yollarla değil, laboratuvar ortamında gerçekleşiyor.
Peki neden gıdaların genleri değiştiriliyor?
1. Ürünün tadını, boyutunu, kokusunu, büyüklüğünü değiştirerek talebi ve kullanım alanlarını artırmak için.
2 . Hasat sırasında ürünü etkileyen doğal unsurları, böcek gibi, ortadan kaldırmak ve zararlı bitkilerden uzak tutmak için.
Konuyla ilgiliyseniz geçtiğimiz zamanlarda GDO konusuna daha detaylı değindiğimiz “Genetiği Değiştirilmiş Organizmalar; GDO’lar” yazımıza hemen buradan ulaşabilirsiniz.
GDO’yu az çok anladıysak, şimdi bizim hayatımıza hangi ürünlerle dahil olduğuna bir bakalım. Bildiğiniz üzere dünya üzerinde en yaygın GDO’lu ürünlerden bir tanesi mısır. Mısırla ilgili bugüne kadar birçok doğru ve yanlış teori ortaya atıldı.
Evet, çocukluğumuzun mısırcı amcası, seyyar mısır arabası, üzerine tuz serpilirken ağzımızı sulandıran süt mısırı gözünüzün önüne romantik bir anı gibi gelse de; konu artık biraz “modifiye” oluyor.
GDO’lu Mısır ve Türkiye
Türkiye’de mısır GDO’lu ürünlere verilen izinlerin ilk başında geliyor. Yumurta Üreticileri Merkez Birliği’nin 2011 yılında hayvan yeminde 5 mısır çeşidine yönelik başvurusu kabul edildi. Bu sayı 6 sene içinde 36’ya çıktı. Tabii mısırın sadece hayvan yemi olarak kullanıldığını düşünmeyin, çünkü hangi mısırların GDO’lu olduğunu yalnızca laboratuvar sonucuyla anlayabiliyorsunuz. Yani kısacası hangi mısırların GDO’lu hangilerinin GDO’suz olduğunu bilmiyoruz. Mısırı koçandan yemek gibi düşünmeyin, biz farkında olmadan mısırdan elde edilen fruktoz ve glikoz sayesinde hemen hemen her gün tükettiğimiz şekerli içeceklerin, pastacılık ürünlerinin ve unlu mamüllerin, ketçap gibi sosların, hazır çorbaların hatta bebek mamaların içinde bulunuyor. Ve bu GDO’lu ürünler insan vücudunda toplandıkça öldürücü alerjilere neden olabiliyor, antibiyotik direncini artırarak antibiyotiklerin etkisini azaltabiliyor, vücudu hastalıklara daha açık hale getirebiliyor ve hormonal dengemizi bozabiliyor.
Mısırda Kurtuluş Yolu Nedir?
Peki mısırlarımızın genetiğiyle oynanmadığından emin olmak için yapabileceğimiz en hızlı çözüm nedir? Organik mısıra yönelmek. Organik mısırlar ata tohumundan, genleri oynanmamış bir şekilde üretiliyor. Bunun yanında hiçbir katkı ya da koruyucu içermiyor. Böylece alabileceğiniz tüm vitamin ve mineralleri layığıyla bedeninize alabiliyor ve size şifa olmasına izin verebiliyorsunuz.
Hayatımızın her noktasında olduğu gibi sağlığımızı korumak ve bağışıklık sistemimizi sağlam tutmak için beslenmemizde ve hatta kullandığımız diğer ürünlerde organik ürünleri seçmek elzem. Organik ürünler hayatınıza hem fizyolojik hem de psikolojik anlamda çok yardımcı oluyor. Neden organik almanız gerektiğiyle ilgili daha fazla bilgi almak için bu içeriğimizi mutlaka okumanızı tavsiye ederiz. Eğer tüm bunları takip ediyorsanız ve size nasıl organik gıda seçebileceğinizle ilgili destek olmamızı istiyorsanız da direkt bu linke ulaşabilirsiniz.
Mısırları en doğal halleriyle sitemizden seçtiyseniz, sizi kaynamış suyun ya da mangalın başına, mısırı film keyfine ortak etmek isteyenleriyse patlamış mısır yazımıza alıyor ve bundan sonra mısırınızın keyfini organik bir şekilde çıkarmanızı diliyoruz.