Dayanıklı Gıda Sistemleri Oluşturmaya Bakış
23-03-2021
10:13
2020 yılı şüphesiz küresel COVID 19 salgını ile hatırlanacak ve bu hala mücadele etmeye devam edilen bir süreç. Etkisinin çok daha uzun süre hissedilmesi de muhtemeldir. Ne var ki kriz insanlara düşünmek için bir fırsat sağladı ve aynı zamanda küresel gıda sistemlerinin savunmasızlığını ortaya çıkardı.
Endüstriyel tarım habitat kaybına neden olan ve aslında virüslerin ilk başta ortaya çıkıp yayılması için gerekli koşulları yaratan bir etkiye sahiptir. Ve bu milyonlarca insanın zaten açlık, yetersiz beslenme ve aşırı yoksullukla yaşadığı bir dünyada gerçekleşmektedir. Buradan çıkarılacak tek bir sonuç vardır: Uzak gelecekte değil, hemen şimdi dayanıklı gıda sistemlerine geçilmelidir. Tarım ve gıda sistemlerinin dönüşümü, organik sektörün onlarca yıldır şekillendirdiği ve uyguladığı bir şeydir. Gerçekten sürdürülebilir bir dünya için sağlık, ekoloji, adalet ve özen İlkelerine sahip olunmalıdır. Organik çiftçiler, gezegenimizin sürdürülebilir geleceğine zaten katkıda bulunan iyi ve en iyi uygulamaları uygulamaktadır. Neyin "organik” olarak adlandırılabileceğine dair yasal olarak korunan standartlar ve bunların doğrulanmasının resmi ve gayri resmi yolları vardır.
Gerçekten de COVID 19, tüm canlıların nasıl birbirine bağlı olduğunu gösterdi. "Tek Sağlık” kavramı, "Tek Dünya” sistemimizdeki karşılıklı bağımlılıkları ve savunmasız dengeleri ifade eder. İyi ve besleyici yiyeceklerin kişisel dayanıklılığı artırdığı bilinmektedir. Salgının ilk zamanlarında yiyecekler neredeyse bir ilaç olarak görülüyordu. Organik tarımın, pestisit seviyelerini düşürerek, sağlıklı bir çevreye katkıda bulunarak, mevsimsellik ve yakınlığa odaklanarak sistemik, pozitif sağlık için sunacağı çok şey vardır. 2021'de "dünyanın gıda üretim ve tüketme şeklini dönüştürmekle cesur ve yeni eylemler başlatmak için” üst düzey, kapsayıcı bir etkinlik olarak tasarlanan "Gıda Sistemleri Zirvesi”nin bu sinyalleri ciddiye alıp almadığı anlaşılacaktır.