Çölyak Nasıl Tedavi Edilir?

23-03-2022 23:51
Çölyak Nasıl Tedavi Edilir?
Günümüzde değişen ve maalesef faydasından çok zararı dokunan organik ve doğal olmayan beslenme düzeni bizleri ne yazık ki hasta eden en büyük etkenlerin başında geliyor. GDO’lu gıdalar olarak hayatımıza giren genetiği değiştirilen besinler bizleri hem yeterince besleyememekte, hem de bizleri belki de tedavisi mümkün dahi olmayan rahatsızlıklara itmektedir. Bugün, yanlış beslenme ve genetiği değiştirilmiş olan gıdaları tercih etmek ise bizleri Çölyak hastalığı ile tanıştırmıştır.

Çölyak, esas olarak buğdayın içinde bulunan "Glüten” adlı proteinin sindirilememesi sonucu oluşan bir rahatsızlıktır. Çölyak hastalarının bağırsaklarında sindirilemeyen bu protein, yapışkan bir madde olup kana karışamaz ve bağırsak duvarlarına yapışarak; kişide şişkinlik, gaz problemleri, karın ağrısı, ishal veya kabızlık, eklem ağrıları ve kansızlık gibi problemlere yol açar. Kişi kendini şişkin ve oldukça rahatsız hisseder.

En başta genetiği değiştirilen ve en önemli besin maddesi olan buğday, bugün sırf zarar ve sadece posa olarak bizlere yedirilmektedir. Buğdayın asıl yararlı olan kısmı yani özü denilen "Rüşeym” ise daha yüksek bir fiyata ve ayrı paketlenmiş olarak market raflarında yer almaktadır. Bu da doğal, doğru ve yararlı gıdalara, insanların ulaşmasına engel olmakta hatta bütçeyi zorlayarak ulaşılamaz bir hale bile getirmektedir.

Asıl yararlı olan siyez buğdayı ve siyez unu ise bugün fiyat ve temin açısından, daha ulaşılamaz bir hale gelmesine rağmen asıl olarak yeterince bilgi edinilmediği için de sofralarımızdan uzak kalmaktadır. Dışarıdan aldığımız beyazlatılmış un ile yapılmış hazır ekmekler, zararlı katkı maddeleri içermekte ve kullanılan bu beyazlatılmış buğday unu ise bizleri hasta etmektedir. Siyez unu, esas yararlı proteinleri içermektedir fakat insanlar günümüzde Ssyez unu tüketmemektedir. Eğer siyez unu ve siyez unuyla elde edilen ekmekler, günümüzde de tüketilmeye devam edilseydi belki de bugün Çölyak hastalığı nüksetmeyecek ve pek çok kişi hastalanmayacaktı.

Çölyak hastalığı, ne yazık ki testler ile yapılabilen ve kolayca teşhis konulabilen bir rahatsızlık değildir. Ancak kişiye verilen, glüten içermeyen bir diyet listesi ile kişi kendisini gözlemleyerek doktoruna danışabilir. Bu beslenme ile ilgili izlenimlerini göz önüne alarak, doktor tarafından teşhis konulabilir. Teşhis sonrası hastaların, bundan sonraki ömürleri boyunca beslenmelerine ayrıca dikkat etmeleri ve glüten içermeyen bir beslenme programı oluşturmaları gerekmektedir.

Çölyak hastalarının tüketmemesi gereken gıdalar; buğday, buğday unu, arpa, yulaf, çavdar, kepek, bulgur, irmik ve glüten içeren diğer gıda türevleridir. Buğday unu ve buğday türevi glüten içeren diğer gıdalar tüketildiği takdirde hastalık kendini gösterir ve Çölyak hastalarının bu gıdaları tüketmemesi gereklidir. Tüketildiği takdirde, şikayetler artarak devam eder ve hatta bağırsak iltihaplanması ve buna bağlı olarak bağırsak kanseri gelişebilmektedir. Yapılması gereken, buğday ve diğer glüten içeren gıda türevleri harici oluşan bir diyet listesi ile doğru şekilde beslenmektir. Buğday ve diğer glüten içeren gıda türevleri yerine tercih edilebilecek gıdalar ise; mısır, mısır unu, mısır nişastası, pirinç, pirinç unu, karabuğday gibi glüten içermeyen gıdalar olmalıdır.

Özel beslenme programı ile şikayetler azaltılabilir ve hatta yok edilebilir ancak kişi tekrar glüten içeren bir besin tükettiği takdirde, şikayetler tekrar geri gelecektir. Glüten içermeyen gıdalar tüketilirken mutlaka üzerinde, "Glütensiz” ibaresinin yer almasına dikkat edilmelidir. Aksi halde, aynı fabrika hattında üretilen glüten içermeyen mısır unu ve glütence zengin olan buğday ununun içerikleri birbirine karışabilmekte yani önce üretilen buğday unundaki glüten, aynı fabrika hattında üretilen mısır ununa da geçebilmekte ve mısır ununun da içeriğini etkileyerek glüten hassasiyeti oluşturup, Çölyak hastalığını tetikleyebilmektedir.
Tedavi metodu, kişinin hayatı boyunca uygulayabileceği glütensiz bir beslenme programı ve içeriği doğru besinleri tercih etmesi ile oluşacak bir yöntemdir. Herhangi bir ilacı yoktur ancak kişinin moralini yüksek tutması ve doğru beslenmesi, onun yaşam kalitesini arttıracak ve şikayetlerini ortadan kaldıracaktır.
 
Günümüzde doğru beslenmenin önemi daha da artmakta ve doğru gıdaya erişim her ne kadar zor olmaya başlasa da elimizden geldiğince doğru gıdaları temin etmeye ve yemeye çalışmalıyız. Sağlıklı ve temiz beslenmek mümkündür. İşe önce, doğru beslenme ile başlamalıyız. Doğru beslenme, belki sağlık ile ilgili her derdin devası olmayabilir ama hastalıkların önünü geçen en büyük savunma hattıdır.
IdeaSoft® | E-Ticaret paketleri ile hazırlanmıştır.