Alkali Beslenme Nedir?
31-01-2023
08:08
Alkali beslenme, vücutta fazla asit üretimine sebep olarak vücudun pH dengesini bozan asidik yiyeceklerin tüketilmemesi veya kontrollü tüketilmesini amaçlayan bir beslenme/diyet biçimidir. Alkali beslenmede temel amaç vücudun pH dengesini korumaktır. Özellikle hazır gıda tüketimini bitkisel gıdalar değiştirerek, bedene ihtiyaç duyduğu vitamin ve mineral takviyesinin yapılmasını sağlar. İşlem görmüş, zararlı koruyucular içeren, şeker ve yağ oranı yüksek asidik gıdaların tüketilmediği bu beslenme şeklinin insan sağlığına olumlu katkıları yadsınamaz.
Vücudun Ph Değeri / Alkali Değeri:
pH değeri, vücutta bulunan alkali seviyesine göre 0-14 değer aralığındadır. Nötr bir pH seviyesi 7'dir. Asidik maddelerin değerleri 0-7, alkali maddelerin değerleri ise 7-14 arasındadır. Örnekleme yapmamız gerekirse; vücutta bulunan kalsiyumun alkali derecesi yüksektir ve yaklaşık 10 seviyesinde pH’a sahiptir. Vücudun genelinde pH özellikleri farklıdır. Örneğin, proteinleri kolay parçalaması için mide her zaman daha asidiktir, pH seviyesi 3,5 veya daha düşüktür. Alkali seviyesi daha düşük olan kanın ise pH seviyesinin 7,35-7,45 referans aralığında olması gerekir. Vücutta pH değeri en değişken olan salgılar tükürük ve idrardır. Alkali beslenme ile vücuttaki asit miktarını değiştiğinde en hızlı pH değişikliği bu salgılarda tespit edilir.
Alkali Beslenmenin Faydaları Nelerdir?
Alkali beslenmenin düzenli ve doğru uygulanmasıyla insan sağlığı için tespit edilen birçok faydası vardır. Alkali beslenme kilo vermeyi kolaylaştırır. Böbreklerin sağlıklı çalışmasına yardımcı olur. Vücuttan toksin atımını hızlandırır. Hasarlı hücre dokularının onarımına yardım eder. Vücudun kas ve kemik yapısını destekler. Beyin ve merkezi sinir sistemini olumlu yönde uyararak vücudun enerji seviyesini arttırır. Bağışıklık destekleyici etkileri yüksektir.
Alkali Beslenme Nasıl Uygulanır?
Alkali Beslenme düzenine geçmek için zahmetli yemek tarifleri uygulamaya ihtiyaç yoktur. Çünkü beslenme şekli genel olarak taze gıdalar ile beslenme üzerine kurgulu olacaktır. Temel mantık beslenme sürecini sadeleştirmek olduğundan uygulanması oldukça kolay bir diyet biçimidir. Alkali beslenmeye başlamadan önce bilinmesi gereken en önemli şey uzak durulması/sınırlandırılması ve tüketilmesi gereken besinleri doğru tanımak ve kategorize etmektir. Alkali beslenmeye geçerken bilinmesi gereken diğer önemli konular aşağıdaki gibidir;
• Doğru besin seçimi ve takviye kullanımı ile vitamin ve mineral alımı iyileştirilmelidir.
• Zararlı abur cuburları besleyici ve doğal atıştırmalıklarla değiştirmek için karar verilmelidir.
• Şeker ve kafein alımı azaltılmalıdır.
• Kan şekeri seviyesini korumak için yemek saatleri planlanmalıdır.
• Bol su tüketimi alışkanlığı kazanılmalıdır.
Alkali Beslenme İçin Uygun Besinler Nelerdir?
Gıdalar nötr, asidik ve alkali olmak üzere üç grupta kategorize edilir. Alkali besinler de kendi içlerinde de az alkali, orta alkali ve yüksek alkali olarak 3 gruba ayrılır. Meyvelerin ve sebzelerin birçoğu, soya fasulyesi ve bazı kabuklu yemişler alkali oranı bakımından zenginken, Süt ve süt ürünleri, et, yumurta, konserveler, bazı tahıllar ve hazır gıdalar ise asidik içeriklidir.
Alkali Beslenmede Tüketilebilecek Meyveler:
• Elma
• Kayısı
• Avokado
• Muz
• Kavun
• Kiraz
• İncir
• Üzüm
• Greyfurt
• Şeftali
• Armut
• Ananas
• Mandalina
• Domates
• Tropikal meyveler
• Karpuz
Alkali Beslenmede Tüketilebilecek Sebzeler:
• Brokoli
• Brüksel lahanası
• Lahana
• Havuç
• Pancar
• Patates
• Karnabahar
• Kereviz
• Pazı
• Kara lahana
• Salatalık
• Sarımsak
• Patlıcan
• Alabaş
• Marul
• Mantarlar
• Kuşkonmaz
• Karahindiba
• Fermente ürünler
• Yenilebilir çiçekler
• Soğanlar
• Kabak
Alkali Beslenmede Tüketilebilecek Protein Kaynakları:
• Peynir altı suyu proteini
• Yoğurt
• Badem
• Kestane
• Kabak çekirdeği
• Ay çekirdeği
• Filizlenmiş tohumlar
• Fındık
Alkali Beslenmede Tüketilebilecek Yan Gıdalar:
• Elma sirkesi
• Arı poleni
• Probiyotikler
• Sebze suları
Alkali Beslenme İçin Uygun Olmayan Besinler Nelerdir?
Asit değerleri yüksek olan gıdaların alkali beslenmede tüketilmesi önerilmez. Bu besinler arasında şunlar bulunur:
• Kırmızı et
• Kümes hayvanları
• Rafine şeker
• İşlenmiş ve paketli gıdalar
• Konserve ürünler
• Şekerli ve gazlı içecekler
• Alkol
Alkali Beslenmede Kontrollü Tüketilmesi Gereken Gıdalar:
• Bal vb. tatlandırıcı gıdalar
• Yumurta
• Tuz
• Kahve
• İşlenmiş peynir çeşitleri
• Mısır ve buğday gibi tahıl ürünleri
• Mayonez
• Sirke
• Soya sosu
Alkali Beslenmenin Kanser Üzerinde Etkisi Var mı?
Kanser hücrelerinin asit değerleri yüksek, pH seviyesi düşük ortamlarda daha hızlı geliştiği yapılan bazı çalışmalar ile tespit edilmiştir. Bu sonuçtan yola çıkarak bazı araştırmacılar; alkali diyet düzenli uygulanarak, asidik gıdaların tüketiminde sınırlamaya gidilirse, vücudun pH seviyesi yükseldiği için kanser hücrelerinin gelişimine engel olmada olumlu sonuçlar alınabileceğini savunmuştur.
Bu savunmalara rağmen vücuttaki asit oranını düşürmenin tek başına kanser hücreleriyle savaşabileceğine dair bilimsel bir ispat ortaya konulmamıştır.
Alkali Beslenme ve Kas İlişkisi
Alkali beslenme biçiminin en önemli faydalarından biri vücut kas kütlesini korumasıdır. 65 yaş ve üzeri 384 erkek ve kadın ile yapılan üç yıllık bir klinik çalışmada, alkali beslenmenin kas yapısında olumlu etkileri gözlemlenmiştir. Bu çalışmadan yola çıkarak alkali beslenmenin sadece yaşlılar için değil, sporcuların da kas kütlelerini korumaları konusunda faydalı olabileceğini söyleyebiliriz.
Alkali Beslenme ve Büyüme Hormonu İlişkisi
Büyüme hormonu Somatotropin; ön hipofizden salgılanan, peptit yapılı, büyüme hücre üretimi ve yenilenmesini uyaran hormondur. Özellikle çocuklarda bu hormonun düşük seviyelerde olması ve metabolik asidoz gibi nedenlerin kısa boy üzerinde etkili olduğu bilinmektedir. Asidozun potasyum sitrat ve bikarbonat ile dengelenmesi ile birlikte büyümenin hızlanması sağlanabilir. Bu maddeler menopoz dönemindeki kadınlarda ise kemik sağlığı açısından önemlidir.
Alkali Beslenme ve Sırt Ağrısı İlişkisi
Bazı çalışmalar alkali mineral takviyesi ile kronik sırt ağrılarının düzelmesinde olumlu sonuçlar ortaya çıktığını belirlemiştir. Alkali mineral takviyeler, hücre içi magnezyum düzeyinde artış sağlanmasına yardımcı olur. Hücrenin yeterli magnezyuma sahip olması enzim sistemlerinin düzgün çalışmasını sağlar ve D vitamini aktive olur. Böylece kronik sırt ağrılarının azalmasında olumlu sonuçlar gözlemlenir.
Alkali Beslenme ve Kalp Sağlığı İlişkisi
Kalp hastalıklarının ortaya çıkma sebeplerinin başında kötü beslenme koşulları yer alıyor. Dünya genelinde ölüm sebepleri arasında kalp hastalıkları geliyor. Alkali beslenme şekli, yağ oranı düşük ve az kalorili ürünlerle olduğu için kalp ve damar sağlığını destekler. Ayrıca Alkali diyetler kilo vermeye yardımcı olduğu için yağlanmanın kalp ve damar sağlığına olumsuz etkilerini de ortadan kaldırmış olacaktır.
Bu faydalar göz önünde bulundurulunca, Alkali beslenmenin yalnızca kalp hastaları tarafından değil, ileri yaşlarda yakalanma riski olan genç ve sağlıklı bireyler tarafından da korunma amaçlı benimsenmesi faydalı olacaktır diyebiliriz.
Alkali Beslenmenin Zararı Var mı?
Alkali beslenmenin vücuda faydalarından bahsettik. Ancak asidik yönden zayıf olan bu beslenme biçiminin uzun vadeli faydaları ile ilgili henüz bilimsel bir ispat ortaya konmamıştır. Bu beslenme şeklini uygulamaya karar verip avantajlarından faydalanırken beslenme dengesini bozmamaya özen göstermekte fayda var. Özellikle alkali beslenmenin protein tüketimini minimize etmesi protein eksikliğine bağlı bazı sorunlar doğurabilir. Ayrıca süt ürünleri tüketimine de sınırlar koyan alkali beslenme biçimi, süt ürünlerinden alınacak kalsiyum, magnezyum, fosfor ve potasyumdan vücudun mahrum kalmasına sebep olabilir bu durum kas gelişimi olumsuz etkileyebilir.
Özetle, hangi beslenme ve diyet şekli uygulanırsa, öncelikle besin dengesine önem vermeliyiz. Diyet uygulamalarında aşırıya kaçan durumlar farklı sağlık sorunlarını beraberinde getirebilir. Bu nedenlerle alkali beslenme biçimi benimsenirken asidik sınıftaki bazı gıdaların alımı kontrolsüzce durdurulmamalı. Diyet öncesi mutlaka bir hekime başvurularak uzman görüşü alınmalıdır.
Vücudun Ph Değeri / Alkali Değeri:
pH değeri, vücutta bulunan alkali seviyesine göre 0-14 değer aralığındadır. Nötr bir pH seviyesi 7'dir. Asidik maddelerin değerleri 0-7, alkali maddelerin değerleri ise 7-14 arasındadır. Örnekleme yapmamız gerekirse; vücutta bulunan kalsiyumun alkali derecesi yüksektir ve yaklaşık 10 seviyesinde pH’a sahiptir. Vücudun genelinde pH özellikleri farklıdır. Örneğin, proteinleri kolay parçalaması için mide her zaman daha asidiktir, pH seviyesi 3,5 veya daha düşüktür. Alkali seviyesi daha düşük olan kanın ise pH seviyesinin 7,35-7,45 referans aralığında olması gerekir. Vücutta pH değeri en değişken olan salgılar tükürük ve idrardır. Alkali beslenme ile vücuttaki asit miktarını değiştiğinde en hızlı pH değişikliği bu salgılarda tespit edilir.
Alkali Beslenmenin Faydaları Nelerdir?
Alkali beslenmenin düzenli ve doğru uygulanmasıyla insan sağlığı için tespit edilen birçok faydası vardır. Alkali beslenme kilo vermeyi kolaylaştırır. Böbreklerin sağlıklı çalışmasına yardımcı olur. Vücuttan toksin atımını hızlandırır. Hasarlı hücre dokularının onarımına yardım eder. Vücudun kas ve kemik yapısını destekler. Beyin ve merkezi sinir sistemini olumlu yönde uyararak vücudun enerji seviyesini arttırır. Bağışıklık destekleyici etkileri yüksektir.
Alkali Beslenme Nasıl Uygulanır?
Alkali Beslenme düzenine geçmek için zahmetli yemek tarifleri uygulamaya ihtiyaç yoktur. Çünkü beslenme şekli genel olarak taze gıdalar ile beslenme üzerine kurgulu olacaktır. Temel mantık beslenme sürecini sadeleştirmek olduğundan uygulanması oldukça kolay bir diyet biçimidir. Alkali beslenmeye başlamadan önce bilinmesi gereken en önemli şey uzak durulması/sınırlandırılması ve tüketilmesi gereken besinleri doğru tanımak ve kategorize etmektir. Alkali beslenmeye geçerken bilinmesi gereken diğer önemli konular aşağıdaki gibidir;
• Doğru besin seçimi ve takviye kullanımı ile vitamin ve mineral alımı iyileştirilmelidir.
• Zararlı abur cuburları besleyici ve doğal atıştırmalıklarla değiştirmek için karar verilmelidir.
• Şeker ve kafein alımı azaltılmalıdır.
• Kan şekeri seviyesini korumak için yemek saatleri planlanmalıdır.
• Bol su tüketimi alışkanlığı kazanılmalıdır.
Alkali Beslenme İçin Uygun Besinler Nelerdir?
Gıdalar nötr, asidik ve alkali olmak üzere üç grupta kategorize edilir. Alkali besinler de kendi içlerinde de az alkali, orta alkali ve yüksek alkali olarak 3 gruba ayrılır. Meyvelerin ve sebzelerin birçoğu, soya fasulyesi ve bazı kabuklu yemişler alkali oranı bakımından zenginken, Süt ve süt ürünleri, et, yumurta, konserveler, bazı tahıllar ve hazır gıdalar ise asidik içeriklidir.
Alkali Beslenmede Tüketilebilecek Meyveler:
• Elma
• Kayısı
• Avokado
• Muz
• Kavun
• Kiraz
• İncir
• Üzüm
• Greyfurt
• Şeftali
• Armut
• Ananas
• Mandalina
• Domates
• Tropikal meyveler
• Karpuz
Alkali Beslenmede Tüketilebilecek Sebzeler:
• Brokoli
• Brüksel lahanası
• Lahana
• Havuç
• Pancar
• Patates
• Karnabahar
• Kereviz
• Pazı
• Kara lahana
• Salatalık
• Sarımsak
• Patlıcan
• Alabaş
• Marul
• Mantarlar
• Kuşkonmaz
• Karahindiba
• Fermente ürünler
• Yenilebilir çiçekler
• Soğanlar
• Kabak
Alkali Beslenmede Tüketilebilecek Protein Kaynakları:
• Peynir altı suyu proteini
• Yoğurt
• Badem
• Kestane
• Kabak çekirdeği
• Ay çekirdeği
• Filizlenmiş tohumlar
• Fındık
Alkali Beslenmede Tüketilebilecek Yan Gıdalar:
• Elma sirkesi
• Arı poleni
• Probiyotikler
• Sebze suları
Alkali Beslenme İçin Uygun Olmayan Besinler Nelerdir?
Asit değerleri yüksek olan gıdaların alkali beslenmede tüketilmesi önerilmez. Bu besinler arasında şunlar bulunur:
• Kırmızı et
• Kümes hayvanları
• Rafine şeker
• İşlenmiş ve paketli gıdalar
• Konserve ürünler
• Şekerli ve gazlı içecekler
• Alkol
Alkali Beslenmede Kontrollü Tüketilmesi Gereken Gıdalar:
• Bal vb. tatlandırıcı gıdalar
• Yumurta
• Tuz
• Kahve
• İşlenmiş peynir çeşitleri
• Mısır ve buğday gibi tahıl ürünleri
• Mayonez
• Sirke
• Soya sosu
Alkali Beslenmenin Kanser Üzerinde Etkisi Var mı?
Kanser hücrelerinin asit değerleri yüksek, pH seviyesi düşük ortamlarda daha hızlı geliştiği yapılan bazı çalışmalar ile tespit edilmiştir. Bu sonuçtan yola çıkarak bazı araştırmacılar; alkali diyet düzenli uygulanarak, asidik gıdaların tüketiminde sınırlamaya gidilirse, vücudun pH seviyesi yükseldiği için kanser hücrelerinin gelişimine engel olmada olumlu sonuçlar alınabileceğini savunmuştur.
Bu savunmalara rağmen vücuttaki asit oranını düşürmenin tek başına kanser hücreleriyle savaşabileceğine dair bilimsel bir ispat ortaya konulmamıştır.
Alkali Beslenme ve Kas İlişkisi
Alkali beslenme biçiminin en önemli faydalarından biri vücut kas kütlesini korumasıdır. 65 yaş ve üzeri 384 erkek ve kadın ile yapılan üç yıllık bir klinik çalışmada, alkali beslenmenin kas yapısında olumlu etkileri gözlemlenmiştir. Bu çalışmadan yola çıkarak alkali beslenmenin sadece yaşlılar için değil, sporcuların da kas kütlelerini korumaları konusunda faydalı olabileceğini söyleyebiliriz.
Alkali Beslenme ve Büyüme Hormonu İlişkisi
Büyüme hormonu Somatotropin; ön hipofizden salgılanan, peptit yapılı, büyüme hücre üretimi ve yenilenmesini uyaran hormondur. Özellikle çocuklarda bu hormonun düşük seviyelerde olması ve metabolik asidoz gibi nedenlerin kısa boy üzerinde etkili olduğu bilinmektedir. Asidozun potasyum sitrat ve bikarbonat ile dengelenmesi ile birlikte büyümenin hızlanması sağlanabilir. Bu maddeler menopoz dönemindeki kadınlarda ise kemik sağlığı açısından önemlidir.
Alkali Beslenme ve Sırt Ağrısı İlişkisi
Bazı çalışmalar alkali mineral takviyesi ile kronik sırt ağrılarının düzelmesinde olumlu sonuçlar ortaya çıktığını belirlemiştir. Alkali mineral takviyeler, hücre içi magnezyum düzeyinde artış sağlanmasına yardımcı olur. Hücrenin yeterli magnezyuma sahip olması enzim sistemlerinin düzgün çalışmasını sağlar ve D vitamini aktive olur. Böylece kronik sırt ağrılarının azalmasında olumlu sonuçlar gözlemlenir.
Alkali Beslenme ve Kalp Sağlığı İlişkisi
Kalp hastalıklarının ortaya çıkma sebeplerinin başında kötü beslenme koşulları yer alıyor. Dünya genelinde ölüm sebepleri arasında kalp hastalıkları geliyor. Alkali beslenme şekli, yağ oranı düşük ve az kalorili ürünlerle olduğu için kalp ve damar sağlığını destekler. Ayrıca Alkali diyetler kilo vermeye yardımcı olduğu için yağlanmanın kalp ve damar sağlığına olumsuz etkilerini de ortadan kaldırmış olacaktır.
Bu faydalar göz önünde bulundurulunca, Alkali beslenmenin yalnızca kalp hastaları tarafından değil, ileri yaşlarda yakalanma riski olan genç ve sağlıklı bireyler tarafından da korunma amaçlı benimsenmesi faydalı olacaktır diyebiliriz.
Alkali Beslenmenin Zararı Var mı?
Alkali beslenmenin vücuda faydalarından bahsettik. Ancak asidik yönden zayıf olan bu beslenme biçiminin uzun vadeli faydaları ile ilgili henüz bilimsel bir ispat ortaya konmamıştır. Bu beslenme şeklini uygulamaya karar verip avantajlarından faydalanırken beslenme dengesini bozmamaya özen göstermekte fayda var. Özellikle alkali beslenmenin protein tüketimini minimize etmesi protein eksikliğine bağlı bazı sorunlar doğurabilir. Ayrıca süt ürünleri tüketimine de sınırlar koyan alkali beslenme biçimi, süt ürünlerinden alınacak kalsiyum, magnezyum, fosfor ve potasyumdan vücudun mahrum kalmasına sebep olabilir bu durum kas gelişimi olumsuz etkileyebilir.
Özetle, hangi beslenme ve diyet şekli uygulanırsa, öncelikle besin dengesine önem vermeliyiz. Diyet uygulamalarında aşırıya kaçan durumlar farklı sağlık sorunlarını beraberinde getirebilir. Bu nedenlerle alkali beslenme biçimi benimsenirken asidik sınıftaki bazı gıdaların alımı kontrolsüzce durdurulmamalı. Diyet öncesi mutlaka bir hekime başvurularak uzman görüşü alınmalıdır.